Tüp mide ameliyatı, diğer adıyla sleeve gastrektomi, obezite derecesinde kilolu olan hastalarda kilo vermelerini sağlamak amacıyla uygulanan cerrahi girişimlerden biridir. İlk aşamada, diğer mide operasyonlarının uygulanamadığı durumlarda tercih edilmiştir ancak hastaların bu yöntemle yeteri kadar kilo vermesi üzerine tek başına kullanılmaya başlanmıştır. Bu operasyonda, midenin büyük bir kısmı kesilerek çıkarılır ve böylece midenin hacminde %80-85 oranında küçülme sağlanır. Bu sayede hastalar kilo vermeye başlar.

Bu yöntemin uygulanmasıyla hastalarda kilo verme iki şekilde sağlanır. Bunlardan biri mide hacminin küçültülmesiyle mekanik sınırlanma olması, diğeri ise mide hareketlerindeki azalmayla meydana gelen kilo vermedir. Mide dokusundan ghrelin denilen maddeyi üreten kısım çıkarıldığında, vücutta hormonal bir değişim meydana gelir. Bu durum hastanın kilo vermesinde etkili olur. Ghrelin, midede fundus bölgesinde üretilen ve oksintik hücrelerin ürettiği 28 amino asit içeren peptit bir proteindir. Bu madde güçlü bir iştah açıcıdır. Mide fundusunda, on iki parmak bağırsağına göre her gramda 10-20 kat fazla ghrelin bulunur. Tüp mide ameliyatı sırasında çıkarılan bölüm fundus kısmıdır. Bu işlemle kişinin iştahı azaltılmış ve kilo vermesine yardımcı olunmuş olur. Operasyon laparoskopik yöntemle yapıldığından, oldukça konforlu bir şekilde tamamlanır. Açılan 6 küçük delikten uygulandığından, ortaya çıkan ağrılar da az olur. Mide tek kullanımlık malzemelerle kesilmekte ve bu esnada mide hemen dikilmektedir. Operasyonun sonunda mide bir tüpe benzediğinden, bu isimle anılır. Midedeki kaçağın tespiti için, mide özel bir boya yardımıyla şişirilmekte ve kaçaklar kolayca tespit edilmektedir.

Ameliyat, ilk aşamada mide hacminin küçültülmesi sayesinde hastanın daha az yemek yemesini sağlayarak doymasını sağlar. Sağlıklı bir vücutta doyma hissi mide duvarındaki gerilmeyle ortaya çıkar. Mide, kendine yetecek besinle doyar, duvardaki gerilimle beyne doygunluk hissi gönderir ve kişi yeme eylemini sona erdirir. Mide operasyondan sonra ince tüp şeklinde olduğundan, kişi az yemekle doyar, midedeki gerilme daha hızlı olur ve yemek yemeyi keser. Ameliyatın başka bir etkisi de açlık hormonu olan ghrelin üzerindeki etkisidir. Bu hormon, mide boşaldığında beyne yemek yemelisin şeklinde sinyal göndermekte ve kişinin daha fazla yemek yemesini, dolayısıyla kilo almasını sağlar. Tüp mide ameliyatında fundus bölümü çıkarıldığından, bu hormonun üretimi engellenir. Bu ameliyatı olan kişiler az yemekten, hemen doymuş olmaktan dolayı memnuniyet duyarlar.

Ameliyat edilen hastalar, ertesi gün mide pasaj grafisi çekilerek ağızdan sıvıyla beslenebilir. Üçüncü günde sıvı alımı artan hastalar taburcu edilebilir. Bir hafta berrak sıvılarla beslenerek, 14 gün süreyle sadece sıvı alabilirler. Bundan sonra yumuşak besinlere yavaş bir geçiş olur. 1 ay sonra tüm besinler yenmeye başlanabilir. Tüp mide ameliyatından sonra hastalarda beklenen kilo kaybı %70 oranındadır. Bu ilk 6 ayda hızlı olur, daha sonra kilo verme yavaşlar. Hastaların verdiği kiloların kalıcı olma oranı %75-80 oranındadır. Kilo alma riski ise %1 kadardır.